Cumartesi, Kasım 26, 2011

Vizeler, Uyku ve Diğerleri

Yaşarken çok uzun gibi gelen ama şimdi çok kısa olduğunu fark ettiğim vize haftasını geride bırakmış bulunuyorum. Hatta sınav sonuçları yavaş yavaş açıklanmaya başladı bile. Bu sene de standart öğrenci modelinden çıkmayıp sınavlara bir gün önceden çalışmaya başlamam sonucunda sınavlarda çok parlak başarılar elde edemedim. Ne yapalım, kaderde yokmuş. Şimdi açıklanan sınav sonuçlarımı buradan ifşa etmek istemiyorum ama iki dersimize giren X hocamızın derslerinin ikisinden de kalacağım sanki. Bari şartlı olsa diyerek yakınan öğrenci psikolojisine girdim çok fena.

Bu vize haftasının talihsizliği aslında çok yamuk bir zamana denk gelmesiydi. Zira hayatımda uyumadığım kadar çok uyuyorum şu son 2 haftadır. Tabii bu vizelerin başlamasının bende yarattığı ters psikolojik etki de olabilir. Bir günün yarısından fazlasını uyuyarak geçiriyorsanız ve geri kalan uyumadığınız azıcık dönemde de gözleriniz kapanmak istiyorsa burada bir terslik var demektir. Benim durumumda bu ülkemizin çoğunun etkisi altında olduğu kansızlık diye bilinen demir eksikliğinin gelişmiş versiyonu. Doktorumun anlattığına göre şu an vücut ve beyin fonksiyonlarım yarı yarıya tasarruflu çalışıyorlar. (Aslında ben süper dahiyim ama henüz kimse bunun farkında değil.) Şaka bir yana demir eksikliği ve kansızlık ülkemizde çok yaygın bir durum ve günlük hayatı çok ileri derece de etkiliyor. Çok çabuk yoruluyorum, çok unutuyorum, sürekli yorgunum gibi şikayetleriniz varsa gidip kan değerlerinize baktırmanızı öneririm. Aslında size hasta değilmişsiniz gibi geliyor olsa da hayat kalitenizi inanılmaz düşürüyor.

Geçenlerde kütüphaneden 4 tane kitap almıştım.

-Tess Gerritsen - Kan Gölü
-Oğuz Atay - Tutunamayanlar
-Maxime Chattam - Karanlığın Soluğu
-Yalnızca Eğlenmek İçin - Linus Torvalds & David Diamond

Tess Gerritsen' in Kan Gölü' nü aldığım gün, canım sıkıldığım için girdiğim Deprem Bilinci dersinde ve girmek zorunda olduğum Gökyüzü dersinde yarılamıştım zaten, eve gelince bitirdim ve ertesi gün iade ettim. Bana biraz zorlama bir kitap olmuş gibi geldi, yazarın aklına bir hikaye yazmak için fikir gelmişte sonradan geliştirip roman yapmış ama ayrıntıları ayarlayamamış gibiydi. İlla okuyacağım diyorsanız eğlencelik 3-4 saatte okunulacak bir kitap ama onun dışında okuyabileceğiniz daha iyi alternatifiniz varsa ona yönelin derim ben.

Oğuz Atay' ın kitaplarında bende hep bir talihsizlik oluyor ya bulamıyorum ya da bulunca aldığımda bir türlü kitabı okuyacak fırsatı bulamıyorum falan. Okuyamadan iade etmek zorunda kaldığım Tehlikeli Oyunlar' dan sonra geçtiğimiz zamanlarda sosyal ağlarda fırtına gibi esen Olric' i artık okumanın zamanı geldiğini düşünüyorum. Olacak o ya, ben daha kitaba bile başlamadım ama sevgili kütüphane sistemi kitabın süresini uzatmama izin vermiyor. Neden? Başkası ayırtmış çünkü. Zaten okulun şu ayırtma sistemine de hastayım. Daha hiç uzatma yapmadığım kitap için "Eser uzatmaya müsait değil" diyorsun ki sen. Belki ben yavaş okuyorum, belki bana 15 gün yetmiyor. 5 gün sonra kitabı iade etmek zorundayım, canım sıkılırsa iade etmem. Parasıyla değil mi arkadaşım :P

Maxime Chattam, ne desem ki... Bu yazarın sadece bir kitabını (Kötü Ruh - 2002) okudum, Melis' le birlikte okumuştuk hatta ve Tess Gerritsen' in Cerrah (2001) kitabıyla ne kadar çok ortak yönleri olduğunu fark etmiştik. Tabii biz önce Kötü Ruh' u okuduğumuzdan Tess ablamızı suçlamıştık ama sanırım suçluyu farklı yerlerde aramak gerekiyormuş. Karanlığın Soluğu' na henüz başladım, ya yazımdan ya da çeviriden olsa gerek cümleler kafa karıştırıcı olmuş biraz. Bir türlü nokta koyulamayan cümleler can sıkıcı olsa da konusu hoşuma gitti. Bitince ayrıca ele alabilirim kitabı.

Yalnızca Eğlenmek İçin kitabını gördüğümde almak için ikinci defa düşünmedim nedense. Kitap Linux' un yaratıcısı Linus Torvalds' ın hayatını anlatıyor ve yazarlardan biri de kitabın konusu olunca tadından yenmez diye düşündüm. Şimdiye kadar 80 sayfasını okudum ve oldukça hoştu.

Bu aralar dizi / film izleyemez oldum a dostlar. Açıp yarısına gelmeden kapatıyorum. Sebep beğenmiyor olmam değil buna eminim ama "Sebep ne? "derseniz buna verecek bir yanıtım da yok. Tek bildiğim hiçbir şey bilmediğim diyeceğim, bazılarınız bana kızacak. O sebeple demiyorum kabul edin. Zaten sol kolumla da yamuk bir hareket mi yaptım nedir, ağrıyor şu an. En iyisi uyuyayım ben saatte 00.00 olmuş. Yazının hepsini okuyacak sabra sahipseniz sizi tebrik ediyorum. Okumayanlar gözüme gözükmesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder