Cuma, Kasım 11, 2011

Kitaplar - 2

Merhabalar,

Vizelerin yaklaştığı şu günlerde ders çalışmamak için yapılan aktiviteler normal zamanlarda yapılmıyordur, emin olun. Sırf ders çalışmayayım diye sezon sezon dizi izlemek mi dersiniz, günde 2-3 film devirmek mi yoksa uzun süredir elimde olan bir kitabı alıp saatler içinde bitirmek mi... Hatta can sıkıntısından ona buna laf atıp sohbet etmek de şu sıralar en sık yaptığım eylemlerden. Vize döneminin bana en büyük artısı , muhtemelen, dönem içinde normal zamana oranla bir kültürel patlama yaşıyor olmam. Neyse çok fazla bir şey anlatmayacağım zira son günlerde neler yaptığımı pek hatırlamıyorum.

Kitap 1 - Bir Bilim Adamının Romanı / Oğuz ATAY

Bu kitabı Necdet hocamızın önerisi üzerine okudum, aslında bu yazıya dahil olmaması gerekiyordu çünkü okuyalı en az 2 - 3 hafta oldu. Ama okurken çok hoşuma giden ve not aldığım kısımlardan bazılarını paylaşmak istiyorum. Kitap bir biyografi, Prof. Dr. Mustafa İnan' ın hayatını anlatıyor Oğuz Atay. Kendisi de Mustafa İnan' ın eski bir öğrencisi zaten.

Kitap bazı sorularıma yanıt niteliğindeydi. Bazen derslerdeyken 'bu ne işime yarayacak?' diye sorardım hep.

"İnsan sonra 'bu ne işime yarayacak?' diye düşünmekten, uğraştığı konuya aklını veremez olur. Bana kalırsa kimse, mesela matematikle neden uğraştığını hiçbir zaman tam olarak bilemez. Önemli olan, geri dönmeyi göze alamayacağımız kadar yol gitmiş olmaktır bu konuda."


Okunması gereken kitaplardan Bir Bilim Adamının Romanı. Hemen şunu da alıntılamak istiyorum.


Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. Bilimi yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? Oppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın. Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir. Bırakınız parayla da onlar uğraşsın. Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz de Leonardo Da Vinci gibi 'Kuvvet nedir?' diye merak ediyorsanız buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim. Çünkü bazılarına göre 'Kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın olur mu çocuklar? Kürsü ile ticarethaneyi birbirine karıştırmayın olur mu çocuklar?
—Prof. Dr. Mustafa İnan,
Kitap 2 - Taş Meclisi / Jean Christophe Grangé

Grangé benim favori yazarlarımdan. Ama eski tadı alamadım bu sefer. Belki bu komplo teorilerini artık kanıksamaya başladığımdan belki de yazarın her kitabında aynı kurguyu izlediğinden olsa gerek. Kitaplar hep aynı şekilde başlıyor, devam ediyor ve bitiyor. Hatta bu sefer kadının çocuğu evlatlık almak için o kadar uzaklara gitmesi, kitabın sonu vs. hoşuma gitmedi. Sonunda şaşırmadım mı? Şaşırdım, ona bir şey diyemem. Ama sırf şaşırtmış olmak için bu kadar uzun bir şey yazmaya gerek yoktur herhalde. Yine de Grangé koleksiyonumu tamamlamaya kararlıyım. Sanırım okunmadık bir tek Koloni kaldı. Onu da en kısa zamanda okumayı planlıyorum. Eğer yapacak daha iyi bir iş bulamazsanız okunabilir bir kitap, yoksa okuyarak zaman kaybetmeyin derim.

Şu an Diferansiyel Denklemler çalışıyor olmam gerekirken burada oturup bir şeyler yazmaya çalışıyor olmam çok acıklı. 15 Kasımdaki Ayrık Matematik vizesi için hiçbir şeye bakmadığım gerçeğini ayrıca göz ardı ediyorum şu an.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder