Cuma, Ekim 28, 2011

CeBIT Fuarındaydık

Yazı yazamıyorum bu aralar, nedendir bilinmez yazamıyorum işte. Bu yüzden yazıyı beğenmezseniz falan yüzüme vurmayın bunu olur mu, ben biliyorum pek iyi olmadığını/olmayacağını. Neyse hemen konumuza dönelim.

İstanbul   6-9 Ekim tarihlerinde çok büyük bir etkinlik olan CeBIT Fuarına ev sahipliği yaptı çoğunuzun bildiği üzere. Fuar bilişim fuarı olunca bunu kaçırmak imkansızdı tabi. Ama okulun Bilişim Topluluğunun henüz bir başkanı olmaması ( bir başkanı olsa negzel olurdu ) sebebiyle bir organizasyon olmayacağını düşünüyorduk ta ki EMO devreye girene kadar. Of, abi isim kötü ya. Cidden kötü. EMO nun açılımı Elektrik Mühendisleri Odası ve biz Bilgisayar Mühendisleri olarakta bu odaya bağlıyız.

Konuyu dağıtmayalım, EMO Genç ücretsiz olarak CeBIT Fuarına gidileceğini söyledi üyelerine ve bize de formlar dağıtıldı. Sırf onun için gidip vesikalık bile çektirdim. (Gerçi her halükarda lazımdı bana o resimler.) Sonuçta formları teslim ettik, yol detayları ve evden izinleri aldık. Cumartesi gece 1 feribotuyla yola çıkmaya hazırdık işte. Geziye bizim sınıftan nispeten küçük bir katılım vardı, hatta ben ve Sevim dışında sınıfın kızlarından katılım gösteren olmadı. Her şeye rağmen güzel bir geziydi. Tam biz yola çıkacakken yağmurun başlaması, tüm gece ve ertesi gün boyunca devam etmesini saymıyorum.

Gezide neler oldu sorusuna gelirsek. Stant düzenlemeleri oldukça güzeldi. Bazı stant görevlileri insanı çileden çıkartacak kadar soğuk ve ruhsuzdu, son gün bitse de gitsek havası estirdiler. Pardus stantı en eğlenceli olanlardan biriydi. ÇOMÜ' den geliyoruz dediğimde bir görevli "Ha siz biliyorsunuz o zaman." bile dedi. Oysa bir başkasına ısrarla "Bilgisayar mühendisliği öğrenciyiz abi." demem rağmen "Pardus' un işletim sistemi olduğunu biliyor musunuz?" gibi bir soruyla hepimizi yıktı. Ama suçu onda aramıyorum çünkü Pardus cidden adı duyulmamış/duyurulmamış bir sistem. Ayrıca fuarın ilk 3 gününde görevliye yöneltilen muhtemel soruları da göz önüne getirirsek, haklı bile diyebilirim. Pardus standındaki sonradan isminin Frets on Fire olduğunu öğrendiğim Guitar Hero benzeri olan oyunu gerçekten beğendim.

Fuarı genel olarak Sevim, Emre ve Zafer ile gezdik. Öğrencileri almıyoruz diye çemkiren kapı görevlileriyle tartışarak fuarın neredeyse bütün alanlarına girdik. Dikkatimi çeken bir ayrıntıysa öğrenci kimliklerimizi her gösterdiğimizde birilerinin "Bizim okuldan gelmişler." dediğini duymam oldu. Tamam bilmem-kaç-bin öğrenci var ama bütün görevlileri bizim okulda okuyanlardan ya da mezunlardan seçmiş olamazlar herhalde.

Fuarda en çok oyalandığımız stant sanırım Taiwan menşeili yerlerdi. Daha İngilizce' yi tam bilmiyorken bir de onların aksanını dinlemek hem garip hem de güzeldi. Bir tane bayan görevli hiç sıkılmadan güler yüzle yarım saat kadar bir süre tablet bilgisayarlarını gösterdi bize. Her bir şeyini kurcaladık resmen :) Hatta bir Angry Birds' de gösterdiğim üstün başarıdan ötürü fazladan çikolatamı kaptım.

Freebook diye bir stant vardı, görevlisi azıcık ruhsuzdu ama ürüne bakınca zaten çokta bir şey beklememek gerektiğini anladım. Bir netbook vardı ki çocuk oyuncağı mı yoksa başka bir şey mi çözmek çok zordu :P

Öğle arasında McDonalds' da yer bulmak inanılmaz zordu, resmen insanlarının gözlerinin içine baktık kalksınlar artık diye. 10 dakika ayakta dikildikten sonra bir masaya oturabildik sonunda. Öğle yemeğinde biraz dinlensekte uykusuz geçen bir gece ve 4 saat fuar gezmek çok yormuştu bizi günün kalanı ayakta kalmak için büyük çaba sarf ettik. Bizim sınıfı fuar alanında hiç görmedik şaşırtıcı şekilde, akşam otobüse binerken gördüğümüzde de hepsi yağmurdan dolayı baya ıslanmışlardı. O kadar çok ıslanmışlardı ki, o kadar olur yani :P

Bunları yazdım da ne yazdığım konusunda hiçbir fikrimde yok inanır mısınız? Bir şeyler yazdım ama umuyorum ki saçmalamamışımdır. Ha unutmadan söyleyeyim fuarın en eğlenceli anlarından biri Sevim, Emre ve Zafer'in daha çok çocuklara hitap ettiğini düşündüğüm alanda bir anda kendilerine gelmeleri oldu. Fotoğrafları yazının sonuna ekleyeceğim ama Keloğlan'lı fotoğraf kendini imha edebilir, telif hakları ya da özlük hakları gibi bir şeyin ihlali olabilir :P Olmadı Emre beni öldürebilir.






Mavi Muammer?!