Perşembe, Haziran 23, 2011

Uyku Takıntısı


Yine nedensiz şekilde uyku aşamalarına ve uykuyu kısaltma yollarına takmış haldeyim. Eğer kendimi uykusuz hissetmeden az uyuyabilmenin yolunu bulursam bana yetmeyen günleri biraz daha uzun hale getirebilirim diye düşünüyorum. Bu düşünceyi daha öncede aklımdan geçirmiş, forumların birinde gezerken dahilerin uykusu olarak bilinen bir uykuyu görmüştüm. 

Temelde gün içinde kısa süreli kestirmelere dayanan bir uykuyla günün 20-22 saatinin rahatlıkla ayakta geçirilebileceğini öğrendiğimde şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Fakat uykunun benim açımdan en büyük zorluğu benim uykuya dalma süremin ciddi anlamda uzun olması, hatta öğlen uykularının neredeyse imkansız olması. Bunu gece denemekse neredeyse seçenek dışı çünkü uykuya daldıktan sonra hızlıca geçtiğim derin uyku aşamasında uyandırılması imkansız bir konumda oluyorum :D 

Uykudan bahsetmişken birazda özelliklerinden bahsedeyim. Özellikle Da Vinci uykusu, dahilerin uykusu, süper insan uykusu, çok fazlı uyku vb. gibi birçok farklı ismi olmasına rağmen temelde gün içindeki 15-30 dakika arası değişen bir uyku süresiyle yaşanması durumu. Uykunun beyin tarafından en önemli safhası olarak bilinen REM evresinin süresine tekabül ediyor bu 15-30 dakika. Rüyaların görüldüğü bu evre beyin açısından çok önemli kabul ediliyormuş okuduğuma göre. Normalde ilk uykuya daldığımızda bu evreye geçmek için 2-3 evreyi atlamamız gerekiyor fakat az uyumaya alışan insanların REM evresine çok hızlı geçtikleri gözlenmiş. Bu çok fazlı uykuda ise 14 günlük süreçten sonra kişinin uykuya daldığı andan itibaren REM'e çok hızlı geçiş yaptığı görülmüş. Beynin esas ihtiyacı olan REM evresi, geri kalanı ise bir nevi bilinçsizlik durumu, beyin aktivetelerinin çok yavaşladığı anlar. REM ise uyanıklığa çok yakın bir evre, bu anda bilgilerin kaydedildiği gibi fikirler var. 

Benim gibi uyku düşkünü ve derin uykudayken uyandırılması zor olan bir insanın bu uykuya alışması mümkün görünmüyor ama başarısızlığımın sebebi kendimi bu şekilde koşullandırmış olmam da olabilir. Zira beynin koşullandırma yoluyla pek çok şeyi yapabildiği aşikar. Mesela uyumadan önce kendinize yapacağının "Şu saatte uyanacağım gibi" bir telkinle gerçektende o saatte uyanabilirsiniz. Konuyu saptırıyorum, fark ettim. 
Neyse bu uykuyu denemek isteyenler her gün 4 saatte bir kısa bir şekerleme yaparak 14 günde bu alışkanlığı edinebiliyormuş. Fakat bu deneme süreci içinde çok fazla ağır iş yapmamanız öneriliyor zira çok yorgun hissediyormuşsunuz kendinizi. Okuduklarıma göre 14. gün vazgeçenler bile var. Alışkanlık 19.günden itibaren başlıyormuş genelde. Deneyenler olursa bana haber etsinler, sonuçları merak ediyorum zira.

Cuma, Haziran 10, 2011

Vedalar, Yaz, Okul ve Aile

Garip bir havada, oldukça sıcak lab2'den başlıyoruz yayınımıza sayın dinleyenler, ehm pardon okuyanlar. Kaybedenler Kulübü'nü izleyen herkesin diline dolanan bir söz sanırım "sayın dinleyenler". Her neyse, yazım depresif olmayacak KK gibi. En azından olmaması için çalışacağım. Bu arada uzun bir yazı olacak gibi hissediyorum, üşenmeyin lan okuyun işte :P (Sevgili saygılı büyüklerim çok dilerseniz o lan kelimesini görmezden gelmiş gibi yapabilirsiniz)

Nasıl oldu bilmiyorum ama 1 sene uçup gitmiş anlamadan. İyi-kötü ilk yılı bitirdim bölümümde ve nasıl olduğunu hiç fark etmedim bile. Daha dün ilk derste yanlış sınıfa girmişim gibi geliyor bana ama üstünden koskoca 2 dönem akıp geçmiş. Daha geçen gün Necdet Hoca 14 haftada 14 sınav yapacağını ilan etmişti sanki. Yok ama bitmiş geçmiş hepsi. (Bu arada Necdet Hocam çaycınız görevden falan ayrıldıysa buradayım ben aklınızda bulunsun ) Okulun başlarında ablamın tek geleceğini sandığım bir anda kipa'ya topluca geldiklerinde tanıştığımız "canli" Emrah kanka ve güzel biga'dan bir türlü kopamayan Ömer kanka, sınıfta gördüğüm ama ismini bilmediğim Sevimle, merhaba muhabbetinden öteye geçmediğimiz Çağrı'yla, okulun 2.gününde tanışıp "bu kızın saçları çok dehşet" dediğim ve o günden itibaren "Naber kanka?" diyerek omza yumruk şeklinde gayet şiddet içerikli konuşmalarımız olan Derya'mla ayrılma vakti geldi çattı. Derya'yı dün yolcu ettik, bugün sıra bize geliyor. Gerçi geleneği bozmayarak en son ablamla biz biniyoruz otobüse gece tam 02.00'da.

İlk dönem "Nasıl sınıf abi bu?" diye düşündüğüm ve geçen bir döneme rağmen isimlerini tam bilmediğim kişiler varken 2.dönem herkese karşı kendimi daha yakın hissettiğim, daha hoş bir sınıfa dönüştük ya da bence öyle oldu. Özellikle sene başında çok uzak bir duruş sergileyen duvar kenarı sırasının ahalisine sevgiler efenim :) Bu sene henüz kısmet olmadı ama seneye bi batak atalım gençler. :D

Dönemler bitti de nasıl bitti onunda kritiğini yapmak lazım bi. İlk dönem ucu ucuna fire vermeden geçtiğim dersleri bir yana bırakırsak, ki ilk dönem 2 tane DD dersim var, bu dönem en azından kesin olarak Mat 2 dersinden kalıyorum. Lineer Cebir açıklansa onunda nasıl olduğunu görsek. Finali çok kötü değildi ama bakalım... İlhan Hoca söz konusuysa hiçbir şeyden emin olamazsınız. Diğer derslerden geçeceğimi düşünüyorum. Yapısal Programlama'nın finalinde canım sıkılıp son soruyu yarım bırakmasam da iyiydi gerçi ya neyse. Fizik 2'nin yorum sorularıyla desteklenmiş müthiş finali hayat kurtarandı, candı. Buradan sevgili Fizikçimiz Melis Hocama sevgiler saygılar efem :)

Yaz okuluna kalmak gibi fantastik fikirlerim vardı, evet. Ama çok sevgili fantastik karşıtı babam hepsini baltaladı, genelde yaptığı üzere. Yalnız Ramazan ayıyla benim yaz okulum arasındaki bağı nereden kurdu bi onu çözemedim. Hayır 2 tane DD ve 1 tane garanti FFi yaz okulunda geçip seneye kafam rahat ederek okula devam edecekken ilk dönem +2 2.dönem en az +1 dersi fazladan almak zorunda bıraktı beni. Tabi ben konunun peşini bırakmış değilim orası ayrı. Neyse bu konuyu daha fazla deşmenin gereği yok, daha halledilmeyenler listesine alıyorum.

Bu yaz nasıl geçecek? Şu sıralar favori sorum, yanıtını ölesiye merak ediyorum. Daha başlamadan nasıl geçebileceğinin sinyallerini verdi gerçi. 102 gün kankalarım yok, internetim parçalı bulutlu var, düğün var, ramazan var, nerede denizi bunun, ev taşıma/tadilat var. Yazı pas geçip sonbahara dönsek yeniden olmaz mı? İçim karardı resmen bea.

Geleceği geçip bugüne dönelim hemen. Gece 3'ü geçerek uyuduğumda Sevim, Çağrı ve ablam rüya alemine kadar inmişlerdi. Sn.yakar beni 3-1 tavlada yendikten sonra uykum geldi nedense. Zaten Miami yine yenilmiş, kehanet tutmadı iyi mi. Sabah uyanmak çok zor geldi ama iş güç tabi. Çalışan insan olmak zor zanaat. Boş labda oturmaya çok alıştım aslında, bıraksalar geceye kadar otururum burada. Sabah gelip Aşk Tesadüfleri Sever' i açtım bilgisayarda. Çok övüldüydü zamanında o sebepten izlemek için zamanının geçmesini beklemiştim. Film bence hoştu, şarkıları güzeldi feysbuk haber sayfamı işgal ettikleri kadar vardı yani. Ama filmin bütünü olarak sadece hoştu, aşık olan/olmayan/olmak isteyen insanları etkilemiş olabilir, normaldir. Filmde en beğendiğim kısım Mehmet Günsur'du. O asi genç halleri dışında bütün hallerini sevdim. Filmden bahsetmişken bir afiş eklememek olmaz.

Zaman geçirmek için hoş bir film, zaman zaman hüzünlendirip güldürüyor. Neticede izlemediyseniz aşk filmlerine meraklıysanız açın bakın :)

Birazdan canım isterse ki eğer İncir Reçeli'ni de izleyeceğim, takip etmeyince çok Fransız kalıyorum konulara kendimi kötü hissediyorum.

Filmlerden konu açmışken kitaplara değinmeden olmaz. Geçen gün uzun bir aradan sonra yeniden kendime çok cici kitaplar aldım. Jean Christopher Grange - Ölü Ruhlar Ormanı, P.C. Cast - Bahar Tanrıçası ve Stieg Larsson - Ejderha Dövmeli Kız aldıklarım. Bahar Tanrıçasını aldıktan bir gün sonra bitirdim, uzun zamandan sonra nefes almak gibi oldu benim için bu. Güzel bir kitaptı, tanrıça serisinin devamını merakla bekliyorum. Beni seriyle tanıştıran İdilciğimede sevgiler saygılar :D Diğer kitaplara başlamaya korktum açıkçası, çünkü tam final haftasındaydım. Lüleburgaz' a gittiğimde internetim yokken onlara başlayacağım. Yaşasın kitap okumak!

Bahsetmek istediğim ama bahsetmediğim bir şey kaldı mı acaba? Ha birde yaz boyu yapılması gerekenler listesi var. Hemen yazının sonuna ekliyorum, yaptıkça listeyi yeni yazılarda güncelleyeceğim. Gerçi beni yapılacaklar diye hazırladığım ama yapmadığım çok liste var ama hey sayın okuyanlar, lütfen takip ettiğiniz eksikliklerde uyarın,dürtün bir şeyler yapın yani :P Bugün bana yarın size falan :P Cıvıklık yapmadan bitirsem bu yazıyı çok üzülürdüm lan. Yeni yazıda görüşürüz sayın okuyanlar. Sevgiyle kalın. (bkz.çocukken izlenen ana haber bültenlerinin bilinçaltına sızmasının sonuçları)

***

Yapılması gereken zımbırtılar-
-C ve python çalışmak
-Linux'un inceliklerini öğrenmek üzerinde zaman geçirmek
-Çılgınlar gibi kitap okumak