Salı, Nisan 10, 2012

Erasmus Günlükleri (6) - Geçen bir Paskalya' nın ardından...

Polonya' ya gelmeden evvel aklımda sürekli güncellenecek bir blog vardı. Ama bir türlü oturup yazı yazamadım. Canım yazmak istemedi nedense. Her neyse, konumuza dönelim. Polonya kültürüne daha yakınlaşmak amacıyla geçen dönem Adana' da Erasmus yapmış arkadaşımız Anna' nın davetiyle pazar günü Paskalya' yı kutladık Anna' nın ailesinin evinde. Nedense Polonya insanı için soğuk derlerdi ama o görüntünün altında gerçekten çok sıcak ve yardımseverler. Anna' nın evine gideceğimiz otobüsü kaçırınca bir taksiciyle pazarlık yapıp anlaşarak Anna' lara gittik bizim kızlar olarak. (Anna ben ve oda arkadaşlarım için sürekli "bizim kızlar" diyor da. :) ) Anna bizi binanın önünde karşıladı ve hep birlikte evlerine gittik. Annesi ve teyzesi yürüyüşe çıkmışlardı sadece ablası Jola vardı evde. Bize inanılmaz bir masa hazırlamışlardı. Jola' da İngilizce biliyordu bu yüzden anlaşmak sorun olmadı. Zaten o da Türkiye' yi ziyaret etmiş beş yıl önce. Polonya' dan, dinlerden, geleneklerden konuşurken Anna' da bize Paskalya için özel yapılan bir çorbadan ikram etti. Tadı gerçekten hoştu çorbanın. Sonra Paskalya zamanı her ailenin özel olarak yaptığı bir çeşit sostan ikram etti. Ona hepimiz ciddi anlamda bayıldık ama sadece Paskalya' da yapıldığını duyunca üzüldük. Ayrıca Paskalya' da çok ön plana çıkan yumurtada vardı masada. Haşlanmış yumurtayı sade, mantarlı sos ya da somon balıklı seçeneklerle ikram ettiler. Ben somon balıklıyı pek sevmedim ama mantarlı çok güzeldi. Zaten burada bir ay içinde tükettiğim mantar mikrarı geçen sene Türkiye' de tükettiğimden fazladır.

Yavaş yavaş herkes doyduktan sonra Anna bize Paskalya' yı, her günün önemini ayrı ayrı anlattı. Keşke bir yere not alsaydım. Ama hatırladığım kadarıyla Paskalya genel olarak Hristiyanlıktan önce de olan bir gelenekmiş. Şu an kutlanansa daha çok Hristiyanlığa uyarlanmış haliymiş. İlk gün kendi hayatını insanlara adayan, kendinden vazgeçen adam ve rahip rahibe adaylarıyla şu an da rahip ve rahibe olanlara şükredip dua ediyorlar. Nedense özellikle aklımda kalan kısım buydu. Daha sonra sırasıyla son yemekte İsa' nın havarilerine öleceğini duyurmasıyla ve üç gün sonra tekrar dirileceğini söylemesiyle ilgili diye hatırlıyorum. Yanlışsam biri hemen beni düzeltsin. Hatta Anna havarilerin pek çoğunun İsa' ya inanmadığını ama inanmış gibi yaptığını sadece birkaç tanesinin gerçekten buna inandığını söyledi. Bir süre dinlerden benzerliklerden farklılıklardan konuşuldu. Sonra Jola' nın gitmesi gerekti. Bir süre sonra da Anna' nın annesiyle teyzesi geldi. Anna' nın annesi bizi anlıyor gibiydi ama "Thank you." dışında çok fazla İngilizce bilmiyordu. Sonra tatlılar ikram edildi, 4 çeşit tatlı olduğundan hepsinden biraz biraz tattık hatta en son pastaya yer kalmadı kimse de. İçlerinden elmalı pay açık ara favorim elbette. :) Sanırım burada Paskalya' da elmalı pay yapıp dağıtmak gelenek gibi bir şey zira gitmeden önce sabah yurtta resepsiyon görevlisi olan yaşlı amca da bize ikram etmişti aynısından.

Tatlı faslı kapanınca Anna' nın odasına geçtik ve Anna bize belki de günün en büyük sürprizini yaptı. Odaya elinde kocaman güzel bir TAVLA ile geldi. Tavla oynayıp sohbet ederek biraz daha oturduk. Gitmeden önce Anna hepimize Paskalya yumurtası hediye etti. Gerçek yumurta değildi elbette ama çok güzel bir hediyeydi. Ayrıca çok doyduğumuz için pek yiyemediğimiz tatlılardan koca bir poşet yapıp bize verdi. Gecenin sonunda Anna' nın annesi bizi arabasıyla yurdun önüne kadar bıraktı. Birçok açıdan her şey Türkiye' deki gibiydi.

Son olarak Paskalya burada çok önemli bir olay. Paskalya tatili boyunca Lublin' de (ve diğer Polonya şehirlerinde) neredeyse her yer kapalıydı. O sebeple Cumartesi günü saat 2' den önce odaya yiyecek deposu yaptık. Ayrıca okula yakın olan kiliseye giden herkeste bir sepet vardı. İçeriğini sorduk Anna' ya. Sepette süslemek için ağaç dalları, yumurta, et parçası, ekmek ve hatırlayamadığım birkaç şey daha varmış. Kilisede kutsal suyla kutsandıktan sonra yiyormuşsun evde, en azından ben öyle hatırlıyorum. Sanırım şimdilik bu kadar.