Pazartesi, Ağustos 22, 2011

Kitaplar ve Filmler - 1

14 Ağustos 17.00


Herkese merhabalar. Ne okuduğumu ya da ne izlediğimi yazmak, bunlarla ilgili yorum yapmak çok uzun zamandır aklımda olan bir fikirdi - blogu açtığım zamandan kalma - ama bir türlü denk getirip yazmadım. Ha şu ilk cümleleri de 5 gün önce yazmıştım, sanırım yazamama sebebim bu.

19 Ağustos 14.15


Dün geceden beri garip bir mutluluk & heyecan karışımı bir duygu yaşıyorum ama nedenini çözemedim. Yaklaşan sınavlar, oruç tutmak, yakında internetsiz kalacak olmam, Lineer Cebir' den kalacak olma ihtimalim vs. çokta eğlenceli günler yaşamıyorum ama mutluyum huzurluyum. Garip. Ha birde ben blogu yazıp yayınlayana kadar açıklarlar mı bilmiyorum ama üniversitelere yerleştirme sonuçları konusunda çok heyecanlıyım. Bana ne oluyor onu çözebilmiş değilim, çözen varsa bi haber etsin. Umarım istediğiniz yerlerde olursunuz, bunu cidden tüm kalbimle istiyorum. Ayrıca bu yaz aklıma gelen bir fikirle seneye sınava girip tekrar şansımı denesem mi gibi saçma düşüncelere sahibim, bölümümü seviyorum ama üniversite değiştirsem güzel olur mu düşüncesi yaşıyorum. Amaaan bu yazının kitap ve filmlerle alakası olması gerekiyordu. Zaten blogun adını da "Bir Şizofrenin Seyir Defteri" yapacağım. Neyse.

21 Ağustos 17.15


Tarihlerden anlaşılacağı üzere sıkılmadan bir işi yapabilme kabiliyetim (!) açıkça görülüyor. Bu konuyla ilgili ne yapılabilir, yapılabilecek bir şey varsa eğer ben yapabilir miyim bu soruların yanıtlarını çok merak ediyorum. Hani duyan, bilen, aynısını yaşayan varsa haber etsin. Konuyu hemen başlığa çevirmek istiyorum. Bu aralar filmlere sarmış vaziyetteyim. Ha bu sözümden günde 2 film devirdiğim anlaşılmasın, haftada 2-3 tane izliyorum. Benim için büyük muhtemelen insanlık için küçük bir adım bu. Film kültürüm yerlerdeyken onu toplamaya çalışıyorum işte.

Geçtiğimiz haftalarda bir Matematik 2 dersinde sıkılıp aniden Transformers 3' e gitmeye karar verdik. 3D değildi ama yine de sinemada izlemek ayrı. Zaten sadece 4 kişiydik bütün salonda; ben, ablam, Emrah ve Emre. Filmde en çok gözüme batan hanım ablamızın film boyunca çığlık atması, bir ara savaşın ortasında sihirli bir şekilde ayakkabılarının değişmesi, hiç yara bere almadan o yıkılan binadan falan çıkması, topuklu ayakkabılarla maraton koşması ve en son Megatron'a beylik sözler sıralamasıydı. Evet o hanım abla filmde olmasa olurdu bence, Megan Fox' u aradı gözlerim. O diğer Prime' ın hain planlarını hiç sevmedim, sorunlu mudur ne? Neyse filmi izleyeli baya oldu o yüzden burda kesiyorum.

Gelelim 127 Saat' e. James Franco diyorum başka bir şey demiyorum. Hikayenin gerçek olması filmi izlerken ayrı bir hava yarattı. Aron Ralston' daki yaşama azmi cidden takdire şayan. Filmle ilgili detay vermek istemiyorum ama izlemediyseniz kesinlikle izlemelisiniz.

Av Mevsimi - Bu filmi uzun süredir izlemek istiyordum ama bir türlü kısmet olmamıştı, geçenlerde bütün uygun koşulları sağlayıp izledim. Sonu benim için bir parça hayal kırıklığı olsa da, kadrodaki oyuncuların hatırına izlenmesi gerekir diyorum.

X-Men: First Class - Bu seride sadece Wolverine filmini izlemiştim daha önce, diğer filminin de bir kısmına bakmıştım fakat First Class gerçekten çok iyiydi. Dün akşam büyük bir plazma tv de izleme şansı yakaladım James McAvoy karakter olarak beni çıldırtsa da çok iyiydi. (James' lerde özel bir durum var sanırım, hepsi süper.) Profesör X' in (bkz. Charles Xavier) "her şey iyi olacak" ve "aman kimseyi öldürmeyelim biz iyi insanlarız ah pardon mutantlarız" tavrı çok sıkıcıydı. Magneto adamımsın diyorum sadece.

Arada muhtemelen unuttuğum 1 - 2 film daha var ama n'apalım, kötü hafıza. Kitaplara dönecek olursak, öyle çok değil ama elimde okunmayı bekleyen 2 kitap var. 1 tanesi ise bitti.

Adam Fawer' ın Olasılıksız' ını 10. sınıfta okuma şansı bulmuştum, yaklaşık 6 saat gibi bir sürede bitirdiğimi hatırlıyorum. Fakat üniversitede geçen 1 yılın ardından kitabın benim için ne kadar değiştiğini görmek istedim ve kitaptaki fizik açıklamalarını tekrardan okumak istiyordum, sonuçta okul kütüphanesinden aldım kitabı. Sanıyorum ki 2 - 3 gün gibi bir sürede bitti ve kitap tek kelimeyle MUHTEŞEMDİ. Ayrıca aklıma geçtiğimiz güz dönemindeki Algoritma ve Programlama dersi geldi. Necdet hoca sormuştu: "100 tane kapımız var, birisi ödül kapısı. Sunucu sizden 1 kapı seçmenizi istiyor ve sonra teker teker diğer kapıları açtırıyorsunuz. Şans o ya, ödül kapısı son 2 kapıya kadar duruyor. Sunucu kapıları değiştirme şansı sunduğunda  her kapıda ödül olma olasılığı % kaç olur?" Tabi ki olaya 2 kapı üzerinden baktığımızda şans kapı başına %50 ve itiraf edin çoğunuz kapısını değiştirmek istemezdi. Ama ilk durumdan itibaren koşullar hiç değişmediğinden bizim seçtiğimiz kapıda ödül olma ihtimali %1 ve diğer herhangi bir kapıda ödül olma ihtimali %99. Yani kapıları değiştirmek olasılık olarak çok daha mantıklı bir karar. İlginç değil mi?

Uzun süredir Stephen King' in sade ve sadece 1 kitabını okumuş olmam ve bu kitabın çokta tanınmış olmaması konusunda eleştiriliyordum. Bu sebeple biraz Stephen King okumanın iyi olacağını düşünüp kütüphaneden Yeşil Yol kitabını aldım. ( Aynı şekilde hala Yeşil Yol filmini izlemediğim içinde çok eleştiriliyorum. ) Şu an için başlarındayım ve kitap gerçekten çok güzel gidiyor. Yarın Matematik 2 finalini atlattıktan sonra ilk işim kitabı bitirmek olacak. Filmiyse kitap bittikten sonra izleyeceğim.

Ejderha Dövmeli Kız - Bu kitabı henüz okulda bahar dönemi bitmemişken almıştım ama aynı anda aldığım Bahar Tanrıçası ve Ölü Ruhlar Ormanı' nı okuduktan sonra yaz okulu, düğün, vizeler, finaller derken pek zaman kalmadı okumaya. 183. sayfasında kaldım, hala bitirilmeyi bekliyor. Kitap arka kapakta anlatıldığı kadar muhteşem değil en azından ilk 200 sayfada değildi, ama aksiyonun yeni yeni başladığını hissediyorum. Bunun da filmi varmış ,sonradan öğrenmiştim, onu da kitap bittikten sonra izlemeyi düşünüyorum.

En son aldığım kitapsa Açıklamalı Algoritma Soruları ve Çözümleri. Çok heyecanlı duruyor ismi, değil mi? Onu da Lüleburgaz' a döndüğümde okumayı planlıyorum. Aksiyonun nefesimi keseceğine eminim.

Bu arada bugün olan Lineer Cebir finali berbattı. Söylenecek fazla bir şey yok. Önümüzdeki senelere bakacağız artık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder